2 Mayıs 2015 Cumartesi

SHAKESPEARE / OTHELLO

  Hiç yorum yok
13:12

Yazar : William Shakespeare 

İlk gösterim : 1603

Kişiler : 

OTHELLO : Venedik Devleti'nin hizmetinde soylu bir arap .
DESDEMONA : Branbantio'nun kızı , Othello'nun karısı.
BRANBANTIO : Venedikli bir senatör ve Desdemona'nın babası .
IAGO : Othello'nun çavuşu .
CASSIO : Othello'nun emir subayı.
RODERIGO : Venedikli bir bey .
EMILIA : Iago'nun karısı.
Ve diğer senatörler..
Oyunun geçtiği yerler : Venedik , Kıbrıs

OYUN

Oyun Branbantio'nun kızı Desdemona'nın Venedikli soylu Arap Othello ile gizlice evlenmesiyle başlar. Bu olayı duyan Branbantio Othello'yu ortadan kaldırmak için adamlarını gönderecektir fakat Othello gereklidir çünkü Osmanlı Kıbrıs'ı istemekte ve savaş kapıdadır. Desdemona Othello'yu bırakmaz ve birlikte Kıbrıs'a giderler. 

Cassıo Othello'nun emir subayıdır ve bu durum Iago'yu rahatsız eder . Venedikli bir bey olan Roderigo Desdemona'ya aşıktır. Iago kötülüklerine Roderigo'yu kullanarak başlar fakat bu kötülüklerin tek sebebi Othello'nun onu emir subayı yapmaması değildir . Iago Othello'nun karısı Emilia ile yattığını düşünmektedir .

Bu kuşku ile yanıp tutuşurken Cassio'yu sarhoş eder ve Roderigo'yu  üzerine salar. Kavgada ikiside yaralnmıştır fakat Iago Roderigo'yu bıçaklayarak ortadan kaldırır ve oradan uzaklaşır bunun üzerinde sesleri duyup gelen Othello Cassio'yu emir subaylığından uzaklaştırır. 

Cassio emir subaylığına geri dönmek ister ve Iago'dan akıl ister. Iago Desdemona'nın iyi yürekli ve yumuşak huylu olduğunu, onunla konuşursa Othello'nun onu affedeceğini söyler. Cassio Desdemona'yla konuşur ve Desdemona emir subaylığına geri dönmesi için Othello'yu ikna etmeye çalışır ve Othello Desdemona'ya ne istiyorsa kabul edeceğini söyler. 

Fakat gerek Desdemona'nın ısrarı gerek Iago'nun kışkırtmalarıyla Othello kuşkuyla dolmuştur. Othello'yu sevdiği kadının hayatını alacak noktaya getiren hareketi  Iago Othello'nun Desdemona'ya verdiği ve aşklarının simgesi olan mendili Cassio'ya verdiğini söyleyerek yapar . Ve Othello Desdemona'yı boğar .  Sonunda aldatıldığını anlayan Othello'da kıyar canına ve oyun böyle biter. 

OYUN İLE İLGİLİ YORUM

Oyun tam anlamıyla bir trajedi ve bir Shakespeare tragedyası. Ve benimde en sevdiğim oyun.
Tragedyalarda kahramanların seçimleri ön plandadır ve kimse ne tam olarak iyidir ne tam olarak kötü. Kahramanlar tam olarak insan ve Shakespear'ın oyunları tam olarak Elizabeth çağı özellikleri taşıyor . Seyirciyi bağlayan en büyük özellik kahramanların seçimleri oluyor çünkü seyirci kendini kahramanın yerine koyuyor. Kafasında ''Ben olsaydım ne yapardım?'' sorusu var. Seyirci oyunu sadece izlemiyor aynı zamanda yaşıyor. 

Othello bir Venedik soylusu, zor şartlarda evlendiği karısını çok seviyor ama çavuşunun sözlerine inanarak sevgilisinden şüpheleniyor fakat sevdiği kadına bu kadar şüphe ile bakarken çavuşu olan Iago'dan kuşku duymuyor. 

Iago ise saf kötülük olarak algılanıyor ama onunda kötülüğünün sebebi kuşku. Emilia'nın Othello ile yattığı süphesi onuda kemiriyor. Yoksa neden insanların hayatlarını bitiren yalanlar söylesin? 

Başta da değindiğimiz gibi kahramanlar ne sütten çıkmış ak kaşık ne de safi kötülük. Hepsi insan özellikleri gösteren, doğru ve yanlış arasında seçimler yapan , zorluklarla karşılaşan ve seçtikleri şey için her şeyi göze alan kişilerdir. Buda oyunu bizim benimsememizi sağlayan en önemli etmendir.

KİTAPTAN ALINTILAR 

Roderigo :''Yaşamak işkence oldu mu, yaşamak aptallıktır.Ölün hekiminiz olduysa, ölmek deva bulmaktır.''

Iago : '' Bu ders için teşekkür ederim size, değil mi ki kötülük doğuyor sevgiden bile hiç bir dostu sevmeyeceğim bundan böyle. ''

Branbantio : ''Gülümseyebildikçe yitirmiş saymayız kendimizi.''


Bir sonraki kitapta görüşmek üzere..





Read More

24 Nisan 2015 Cuma

FRANZ KAFKA / DÖNÜŞÜM

  Hiç yorum yok
10:41

Çeviren : Ahmet Cemal

Yayın evi : Can Yayınları
Basım : 2014

Öncelikle her kitabın ön sözünü okuduğumu söylemeliyim. Çünkü bize kitap hakkında en iyi bilgiyi veren kısım bence bu bölüm. Bu kitabın ise ön sözü 'Kafka'yı Yeniden Çevirirken' diye yazılmış. Çevirmen kendi düşünceleri ile birlikte Kafka'nın söylemlerinden de alıntı yapmış. David Garnett'in bir kitabında Dönüşüm'ün yöntemini kopya ettiğini söylemesi üzerine, Kafka'nın şu yanıtıyla karşılaşır;

''Hayır! Yöntemi benden almadı. Bu yöntemin kaynağı, içinde yaşadığımız zaman. İkimiz de zamandan kopya ettik. Hayvan bize insandan daha yakın. Parmaklık, burada. Hayvanla yakınlık kurmak, insanla kurmaktan daha kolay.''

Aslında alıntıya baktığımızda bile kitap hakkında çok şey anlamak mümkün. Dönem ile ilgili verilen her bilgi aslında kitap ile ilgili verilmiş bir bilgidir. Yazarlar toplumdan etkilenir ve ya onlara karşı çıkmak ya da desteklemek için yazarlar.-Bu durum hepsi için geçerli değildir-.
Kafka'nın yaşadığı dönemde insanlığın -yaşadığımız dönemde olduğu gibi- köleliği benimsediği, toplumun bir parçası olmak için kendi benliklerinden bazı parçaları yok saydığı bir dönemdir.
Şimdi gelelim kitaba.. 

HİKAYE 

Baş karakterimiz Gregor Samsa.Bir sabah her zaman ki gibi işe gitmek için kalktığında kendini bir 'böcek' olarak buluyor.Başta ailesi böcek olduğunu doğal olarak tahmin edemedi fakat hastalanmış olduğunu düşündüler. Hemen ardından geç kalmasının sebebini öğrenmek için eve gelen müdürü durumu iyice zora soktu. Aile Samsa'ya sürekli Müdür Bey'in geldiğini ve bir açıklama beklediğini bu yüzden odasından çıkması gerektiğini söylüyordu. Gregor ise içeride yuvarlak sırtının üzerinde yatıyor, olan biteni anlamaya çalışıyordu. Durumun farkına vardığı zaman kapıyı açmak için çabaladı ve açtığında ise aile ve müdür dehşete düştü. Çünkü karşılarında Gregor yok bir 'böcek' vardı. Bu durum karşısında müdür merdivenlerden hızla kaçıp gitmiş, aile bireyleri fenalaşmış ve babası tarafından şiddet uygulanarak odasına hapis edilmiştir. Fakat ailenin ''içeridekinin oğullarının olduğu ve bir böcek olduğu'' düşüncesi çok çabuk yok oldu .Çünkü onların aklında ''içeridekinin bir böcek olduğu ve artık ailenin maddi ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma geldiği '' düşüncesi vardı. İlk başlarda ailesinin ''iyileşebilir'' umudu sayesinde Gregor'a kız kardeşi  yiyebileceği yemekleri getiriyordu. Hatta kız kardeşinin isteği yüzünden eşyaların çıkarılması durumunda annesi şöyle demişti;

''Bence en iyisi, odayı eskiden nasıl idiyse aynen öyle korumaya çalışmamızdır,böylece Gregor yine aramıza döndüğünde her şeyi eskisi gibi bulur,arada olup bitenleri unutması da o ölçüde kolaylaşır.'' 

Fakat  bu durum çok uzun sürmedi, ailesi iyileşmeyeceğini anladığı zaman ilk başta iyi davranan kız kardeşi olan Grete, değişmiş abisinin evden gitmesi gerektiğini söylüyordu ve babası sadece eşyalarının çıkmaması için çaba gösteren Gregor'a elma fırlatıp çok derin bir yara oluşturmuştu. 

Ve bu olaylardan çok yorulan, son zamanlarda bir şey yemez olan Gregor son nefesini verdiğinde ailesi sanki kutlama yapar gibi gezintiye çıkmış ve mutlu aile tablosu çizmiştir..

OKUYUCU YORUMU 

Kitapta ilk ilgimi çeken nokta ; sabah Gregor uyanmayınca ve odasından çıkmayınca müdürün ve ailenin Gregor'un sağlığından değil de işe gidemeyeceğinden dolayı yakınmaları ve baskıcı tavırları oldu . Bu durum bize toplumda daha da kötüsü 'aile' dediğimiz ve en çok güvendiğimiz kurumda bile olan yozlaşmayı, ilişkilerdeki yüzeyselliği ve çıkar ilişkisini gösteriyor.

Kafka'nın yaşadığı ve bence şuan yaşadığımız toplumda bir 'alışılmış kölelik' kavramı var. Ve herkes toplumun tüm bireyleri bu kavramı ayakta tutmak, yaşatmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Aynı zamanda durumu düzeltmek isteyen kişilere de 'böcek'miş gibi davranıyor. Bu öyküde bu kişiler Gregor'un annesi,babası ve kız kardeşidir. Ama toplum bir şeyin farkında değil o böcek gibi davrandığı insanların ismi unutulmuyor ve tarih bu köleliği benimseyen düzen yanlılarını değil bu durumu düzeltmeye çalışan insanları kabul ediyor.Öykü bitince kitabın kapağını kapattığımız zaman aklımızda tek isim 'Gregor Samsa' kalıyor.

Kafka, yaşadığı dönemin toplumunda yaşayan insanların rollerinin sadece kölelik olduğunu ve bu zincirden kurtulmak isteyenlerin sadece zincirini değil toplumdaki 'değerini' de kaybettiğini öyküsünde çok güzel yansıtmış. Kitabı okurken toplumdaki hiyerarşi ve otoriteyi çok net hissediyorsunuz. Kitap size insanların çalıştıkları,para kazandıkları sürece 'insan' olduklarını ve bu özellikleri olmazsa 'böcek' olacaklarını anlatıyor.Aslında kitaptaki 'böcek' olmamız gereken 'insan' iken .. 

Bir başka kitapta görüşmek üzere..





  

Read More